Tekirdağ iline 56 km.
uzaklıkta olan Malkara’nın kuzey batısında Uzunköprü, kuzey doğusunda Hayrabolu,
güney doğusunda Şarköy, güneyinde Gelibolu, batısında ise Keşan
bulunmaktadır.1.149 km2‘lik yüzölçümü ile Tekirdağ ilinin toprak alanı en geniş
ilçesidir.
İlçede yüksek dağlar, vadiler yoktur. Genelde toprakları,
aşınmış, tepelerden yarı ova özelliği gösteren plato görünümündedir. Tekirdağ
ilinin en önemli dağı olan Tekir Dağları Malkara’ya 25 km. mesafededir. Bu
dağlar, ilçemizin güney bölümünde, Tekirdağ-Gelibolu istikametinde uzanırlar.
İlçenin sınırları Çimendere köyü yakınında son bulur. Ganos dağı, Tekir sıra
dağlarının en önemli yükseltisidir.
Malkara’nın yüzey şekilleri nedeni
ile büyük akarsuları yoktur. Barajları ve göletleri besleyen dereler
vardır.
İlçede belli başlı ovalar ise; Evrenbey, Kırıkali, Hacısungur,
Gözsüz, Karacahalil, Kalaycı, Sağlamtaş, İbribey ovalarıdır. Bunlar fazla geniş
olmamakla birlikte bu ovalar ilçenin önemli düzlükleridir.
İlçede,
Karaiğdemir ve Kadıköy barajları en önemli yapay göllerdir. Bunun yanında sulama
amaçlı: Yaylagöne, Vakıfidemir, Yenidibek (Pişman), Doluköy, Küçükhıdır,
Karacagür ve Sırtbey göletleri yapılmıştır. Yapılan bu baraj ve göletlerle
ilçenin sulanabilir arazi miktarı 28.360 dekara yükselmiştir.
İlçenin
sahip olduğu toprakların büyük bir kısmı tarıma elverişli alanlardır. İlçenin
orman örtüsü daha çok güney ve güney batısında yer alan Sağlamtaş Kasabası ile
Gelibolu, Keşan sınırları arasında yer almaktadır. Bu alan 232.380 dekar
civarındadır.
İlçe; kara iklimine sahip olup, kış ayları soğuk ve yağışlı
geçmektedir. Yazlar da, genellikle sıcak ve kuraktır. Yıllık yağış ortalaması
500 milimetredir.
TARİH:
Tarihi kaynaklar Pers Kralı Kserkes (
Kayhüsrev ) zamanında Yunan şehirleri ile yapılan savaşlar ( Pers savaşları )
sırasında, Malkara’ya çok yakın olan Gürgen bayırı denilen yerde bir kalenin
yapıldığı söylenmektedir. Bu kale civarında birçok yılan bulunduğundan, bu
kaleye Farsça Margar ve Margaar adı verilmiştir. Malkara sözü, yılanlı mağara
veya yılanlı kale anlamına gelmektedir.
Malkara’nın çeşitli tarihi
dönemlerde adı birçok değişiklerle günümüze gelmiştir.
Margar-Margaar (
İran’lılar ), Megalo Hora ( Bizanslılar ), Megalo Goro, Migalgara, Maalgara ve
en son şekli ile Malkara adını almıştır.
Türkler, Gazi Süleyman Paşa’nın
emrindeki güçlerle Rumeliye geçmişlerdir (1353-1356). Bu sırada Hacıilbey, Lala
Şahin, Balaban Bey, Küçükhıdır Bey, Evrenbey, Hacısungur Bey, Müstecep Bey gibi
ünlü komutanlar öncülüğünde Tekirdağ, Vize, Keşan, İpsala ve Çorlu şehirleri
hızla fethedilmiştir. Kaynaklar bu arada Malkara’nın da alındığını yazmaktadır.
1360’lı yılların başında Bizanslıların saldırıları sonucunda birçok yer gibi
Malkara’da elden çıkmıştır. Ancak l. Murat, bölgede duruma hakim olunca, daha
önce elden çıkan yerler, Malkara’da dahil bölge kesin olarak Türklerin eline
geçti.(1363) Malkara’yı feth eden komutanın da Hacı İl Bey olduğu bilinmektedir.
Malkara’nın kesin olarak Türklere geçmesinden sonra, Osmanlıların iskan
politikasına uygun olarak Anadolu’dan getirilen Yörükler, Malkara ve civarına
yerleştirilmişlerdir. Bu arada, Ankara ve Çankırı dolaylarından getirilen bazı
ahi grupları da Malkara'ya yerleştirilmişlerdir. Malkara ve civarına
yerleştirilen Yörüklerin büyük bir bölümünün l. Mehmet ( Çelebi ) döneminde (
1402-1421 ) Saruhanlı Beyliğinin yörükleri oldukları bilinmektedir. Bunlar;
Konya, Aydın ve Muğla çevrelerinden getirilerek yerleştirilmişlerdir. Başlarında
da ünlü Paşayiğit bulunmaktaydı.
İstanbul’un Türkler tarafından
alınmasından sonra, Malkara’nın Balkanlara yapılacak seferler sırasında önem
kazandığı görülür.
Fatih döneminde Malkara, daha sonraları “ Evlad-ı
Fatihan ” adıyla anılan akıcıların merkezi olacaktır.
Paşayiğit’in
soyundan Turhan Bey, yaşadığı dönem içinde Malkara’nın gelişmesini sağlamış, bu
dönemde Malkara oldukça gelişmiştir. Zira, akıncı birliklerinin tüm ihtiyaçları
buralardan karşılanmaktadır. Fatih döneminin önemli akıncı beylerinden, Ömer
Bey’in kabri de ( 1488 ) Malkara’da bulunmaktadır.
Yükselme döneminde,
Edirne-Belgrat önem kazanınca Malkara eski önemini yitirir, gibi görünür. Ancak
bu sırada ünlü devlet adamlarının ve komutanlarının sürgün yeri olarak önemini
devam ettirir. Bunlar arasında Hadım Süleyman Paşa ( 1548 ), Koca Sinan Paşa
ünlü Osmanlı Vezir-i Azamıdır ( 1596 ), Sadrazamı Sofu Mehmet Paşa (1469 ),
Hüsrev Mehmet Paşa, Melek Ahmet Paşa, Boynu Eğri Mahmut Paşa, Hacı Evhat, (
1524’lerde Kanuni’nin özel öğretmeni ), Bedri Mustafa Paşa
bulunmaktadır.
Büyük Gezgin Evliya Çelebi Seyhatnamesinde Malkara’ya da
yer vererek Malkara’nın 1.150 haneden oluştuğunu, evlerin kiremit örtülü,
bakımlı bir şehir olduğunu belirtir.
Malkara, 1828 Osmanlı-Rus Savaşı
sırasında ilk defa işgale uğramıştır. 1878 Osmanlı-Rus Savaşında da Tekirdağ
işgale uğrayınca Malkara’da önemli göçlere sahne olmuştur. Malkara, tarihin en
kötü günlerini Balkan Savaşı sırasında yaşamıştır. 9 Kasım 1912’de Bulgarlar
tarafından işgale uğramıştır. Yerli Bulgar ve Rumların da işbirliği ile 500’den
fazla kadın, erkek ve çocuk şehit edilmiştir. Katledilen insanlar, toplu olarak
gömülmüşlerdir. İşgal 8.5 ay sürmüş, bu arada şehir yağma edilmiş, yakılmış,
yıkılmış, 14 Temmuz 1913’te Mustafa ve Enver Paşa’nın birlikleri tarafından
şehir harabe halinde kurtarılmıştır.
Malkara son kez l. Dünya Savaşı
sonunda 20 Temmuz 1920’de Yunanlılar tarafından işgal edilmiş, 11 Ekim 1922’de
sağlanan ateşkes uyarınca 14 Kasım 1922 tarihinde Yunanlıların şehri
boşaltmasıyla kurtulmuştur.
TARİHİ KÜLTÜREL ve ARKEOLOJİK
DEĞERLER:
Trakyanın en eski kentlerinden olan Malkara, Asya ile Avrupa
arasındaki kara ve gerekse Ege ile Karadeniz arasındaki deniz bağlantısının
kilit noktası üzerindeki coğrafi konumu bakımından büyük önem taşımaktadır. Bu
sebepten Malkara’da birçok arkeolojik, kültürel kalıntılar
bulunmaktadır.
Höyükler-Tümülüsler: Bunlar Trak Krallarının ve beylerinin
mezarlarıdır. İçerisinde yatanların zenginlik ve üstünlüklerini göstermek için
yapılmıştır. Bunlar arasında en ünlüsü Kermeyen Tümülüsüdür. Yükseklik ve
kapladığı alan bakımından Malkara ve çevre köylerinde ondan büyüğü yoktur.
Yüksekliği yaklaşık 10 metredir. İlçe merkezinde bulunan Kartal Tepe, Tavşan
Tepe, Kırıkali Köyü tümülüsleri ile Tufay sınırları içinde kalan iki adet
tümülüs daha bulunmaktadır. Batkın, Hacısungur, Kürtüllü, Kozyörük, Sarnıç,
Tekke, Pirinçeşme, Kavakçeşme, Gözsüz, Müstecep ve Yılanlı köyünde iki adet
yanyana yapılmış tümülüsler bu konudaki önemli kalıntılardır.
Germeyan
Kalesi: Kale, Kermeyen köyünde Taşlık Dere ve Kal’a Deresi arasında 200 dönümlük
bir yerde yapılmıştır. Çok eski bir kale olup eski ismi APRİ’dir. M.S. 50 yy
Roma İmparatoru Cladıus tarafından Trakya’yı Romalılaştırmak amacıyla emekli
Roma subayları için kurulan antik Roma şehiridir. Bizans döneminde yerleşim önem
kazanmıştır. Elmalı, Yenidibek ve Karacahil kalelerinde yıkıntı ve harabeleri
hala görülebilmektedir.
Gazi Süleyman Paşa Camii: Bizanslılar döneminde
kilise olduğu, Osmanlıların Malkara’yı fethi sırasında Mescit’e cevrilmiş olduğu
bilinmektedir. Kitabesine göre de Yıldırım Beyazıt tarafından camiye çevrildiği
anlaşılmaktadır.
Gazi Ömer Bey Camii (Çarşı Camii): Osmanlı akıncı
beylerinden Turhan Bey tarafından yaptırıldığı kuvvetle muhtemel ise de, yine de
akıncı kumandanlarından olan oğlu Hacı Ömer Bey’in yaptırdığı rivayetleri de
mevcuttur.
Türbe ise Fatih devri akıncı kumandanı Hacı Ömer Bey
tarafından (H.908-M.1570) yılında yaptırılmış ve orada
yatmaktadır.
Hacerzade İbrahim Bey Camii: 1406 yılında yaptırılmıştır.
Yapımcısının Mimar Sinan olduğu bilinir. Cami Türk-Bulgar Savaşı sırasında ve
depremde büyük hasar görmüş, uzun yıllar ibadete kapalı kalmış, 1973 yılında
tamir edilerek ibadete açılmıştır.
Baş Çeşme: Kitabesinden anlaşıldığına
göre 1546 yılında (H.953) Ahmet Paşa tarafından yaptırılmıştır.
Camiatik
Çeşmesi: Husrev Kethüda tarafından 1564 (H.971) yılında yaptırılmıştır. Halen
Cami-i Atik Mahallesi’nde olup kitabesi şöyledir:
Cümleler mülk verir kam
kar Hüsrev ü bal itikat namdar Sahibü’l hayrat Hüsrev Kethüda, Kim
cihan kıldı serbeser ihya, Ehl-i diller cem’ olup tarihini Kim içerse,
nuş-u canlar dediler. Sene H.971
Mermer Çeşme: 1572 yılında Husrev
Kethüda tarafından yapıldığı kitabeden anlaşılmaktadır.
Hacı Mehmet Ağa
Çeşmesi: Kitabesinde 1735 (H.1147) yılında yapılmış olduğu anlaşılan bu çeşme
halen Kabil çeşme olarak bilinmektedir.
Kaynak:Tekirdağ
Valiliği
malkara resimleri
 Malkara 33
|
 Malkara 32
|
 Malkara 31
|
 Malkara 30
|
 Malkara 29
|
 Malkara 28
|
 Malkara 27
|
 Malkara 26
|
 Malkara 25
|
 Malkara 24
|
 Malkara 23
|

| | | | |
 Malkara (
|
 Malkara (
|
 Malkara (
|
 Malkara
|
 Malkara
|
 Malkara
|
 Malkara
|
 Malkara
|
 Malkara
|
 Malkara
|
 Malkara
|
 Malkara
(
| | | | |







|